Mayıs 15 2025
Hangimiz Sevmedik Çılgınlar Gibi: Ah O Eski mIRC Alemi ve Sohbet Odaları
Bir ekran, bir klavye, bir rumuz... Ve sabahlara kadar süren kahkahalar, dostluklar, kırgınlıklar, belki de ilk kalp çarpıntıları… O günleri yaşayanlar için mIRC sadece bir sohbet uygulaması değildi; bir dönemdi, bir alemdi.
90’ların sonu, 2000’lerin başı... Türkiye’nin internetle yeni tanıştığı yıllar. Her evde "tınnnn" diye bağlanan çevir sesli modemler, sınırlı saatlerle alınmış internet kartları, annenin "hattı meşgul etme" uyarıları arasında bir tutku doğuyordu: mIRC.
Rumuzlarla Kurulan Kimlikler
Gerçek adlarımızı değil, hislerimizi seçerdik kullanıcı adlarında: Sevda_34, YalnızKurt, AskIN_YaRaSI, DelikanliAnkara... Her biri kendi hikayesini taşırdı. Bu rumuzların arkasında bazen bir liseli, bazen bir üniversiteli, bazen hayattan yorulmuş bir yetişkin olurdu. Gerçek hayatta tanışamayacağımız insanlarla aynı odada buluşurduk.
#Sohbet, #Aşk, #Ankara, #Depresif...
Oda isimleri bile başlı başına bir ruh halini yansıtırdı. Kimimiz #aşk odasında kalp emojili muhabbetler döndürürken, kimimiz #muzip'te laf atar, kimimiz ise #yardim odasında teknik destek verirken insanlara dost olurduk.
Birisine özelden yazarken ilk gelen mesaj çoğu zaman şuydu:
“a/s/l?” — age, sex, location.
Yani yaş, cinsiyet, şehir. Belki çok yüzeysel ama o dönemin flört kodlarıydı.
Duygular Kodlara Sığardı
Her sohbetin sonunda bir “brb” (be right back), bir “asl?” ya da bir gülümseme için kullanılan “:)” yer alırdı. O küçük karakterlerle koskoca duygular anlatılırdı. Aşklar doğar, kavgalar yaşanır, bazen de sessizce vedalaşılırdı. mIRC, duyguların dijitale ilk döküldüğü yerdi.
Botlar, Scriptler, Kopmalar...
İşin daha teknik tarafında kanal yöneticileri, botlar ve scriptlerle kendi odalarını kurar, kendi dijital dünyalarını inşa ederdi. Kopmalar sık olurdu, ama kimse yılmazdı. Tekrar bağlanır, kaldığı yerden devam ederdi sohbetler.
Peki Şimdi?
Şimdi sosyal medya çok daha gelişmiş; görüntülü konuşma, canlı yayın, filtreler... Ama bir şeyler eksik. Samimiyet mi? Anonimliğin verdiği cesaret mi? Yoksa sadece “sadece konuşmak” isteyen insanların o güzel niyeti mi?
Bugün bile hâlâ bazı sunucularda mIRC çalışıyor. Hâlâ o nostaljiye tutunan insanlar var. Belki "çılgınlar gibi" değil ama hâlâ seviyoruz o günleri. Çünkü mIRC sadece bir program değil, bir dönemin ruhuydu.
Son Söz:
“Hangimiz sevmedik çılgınlar gibi
Hangimiz düşmedik kara sevdaya?”
Bu şarkının sözleri gibi, mIRC odalarında hepimiz biraz sevdik, biraz özledik, biraz da büyüdük. O eski günlere bir selam, eski dostlara bir tebessümle…
Etiket bulunamadı.
Bir yanıt yazın